Ankara Sanayi 4.0 Hazırlıkları Yerel İzleme Grubu Oluşturulması AB Projesi
İç Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Federasyonumuz üyesi Teknoloji, Ar-Ge, Bilim ve İnovasyon Derneği’miz, ASO – İÇASİFED – OSİAD – CYBERPARK iş birliği ile proje yapmaya hak kazanmıştır. Derneklerimizin yerel, federasyonumuzun bölgesel kalkınmada önemli projeler yaparak ve sahada direkt üreticiye ve hizmet sektörüne ulaşmak misyonlarını yerine getirmektedir.
Ankara Sanayi Odamızın ve Cyberpark Bilkent Teknoloji Merkezimizin desteği ile Ankara Sanayi 4.0’ın yerel – bölgesel ulusal ve uluslararası entegrasyonunu rolü üstlenmesi STK’lar – Üniversite – Kamu iş birliğinin göstergesidir.
Uygulamada 4.0’a geçiş yapacak işletmelerimizin verimliliğin artması, üretimlerinin ulusal ve uluslararası pazarda yer açması, rekabet gücünün artması hedeflenmiştir.
İthalat yerine iş piyasadaki talebin karşılanması, yerli ürünlerimizin ihracatının artması daha da önemlidir.
Ekonomimizin hak ettiği yere gelmesi bilim için ar-ge ve ileri teknolojiye ulaşması olmazsa olmazdır. Türkiye’de üretilen malı kullanınız.
İÇASİFED
Mehmet Akyürek
SANAYİ ŞEHRİ ANKARA ve SAYISAL DÖNÜŞÜM
Ankara Türkiye’nin başkenti. Genellikle siyaset ve bürokrasi ağırlıklı olarak gündeme gelmektedir. Ankara’nın coğrafi konumu ve ülkemizin diğer şehirlerine olan ulaşımındaki kolaylıkları; hava, kara ve demiryolu bağlantıları ile sanayisi ve yetişmiş insan gücü de istatistiklerde öne çıkmaktadır. Buna rağmen, Ankara denince aklına “sanayi” gelenlerin sayısı oldukça azdır. “Sanayi Şehri” olarak tanıtımı yeterince yapılmayan Ankara daha çok Hacettepe, ODTÜ, Gazi, Ankara Üniversitesi gibi devlet üniversiteleri ve Bilkent, Başkent, Atılım, Çankaya gibi vakıf üniversiteleri ve kamu kurumları ile anılmaktadır.
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile üniversite sanayi işbirliğinin kolaylıkla uygulamaya alındığı bir ortam olan Ankara aynı zamanda iş dünyasının merkezindeki kuruluşu olan TOBB’un da merkezinin bulunduğu bir şehirdir. Birçok önemli sivil toplum kuruluşu (STK) da Ankara merkezli olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Böylesine güçlü bir ekosistemi, şehir içindeki kolay ulaşım ve erişim olanaklarını da düşünürsek, özellikle sanayide daha güçlü adımların atılması beklenmektedir.
Sanayicinin çok tanıtım ve reklam yapmadan başardığı işler bulunmaktadır. Sanayi Gazetesi’nde yer verilen son verilere göre (www.sanayigazetesi.com.tr , Fatih Ağarman, 20 Şubat 2019) Ankara yalnızca imalat sanayi ürünlerinde 6 milyar dolarlık ihracat yapmıştır. Savunma sanayinin önde gelen kuruluşları Ankara’da bulunmaktadır: ASELSAN, HAVELSAN, TUSAŞ ve ROKETSAN ile bunlara alt yüklenici olarak üretim yapan bir çok firma.
Ankara’da 13 OSB yer almaktadır. Bunlarda 15 bini aşkın firma faaliyet göstermektedir. 236 bini aşan çalışanın bulunduğu Ankara’daki OSB’lerde %41 makine, %30 metal, %12,3 kimya ve %16,7 de diğer alanlarda üretim yapılmaktadır.
2018 yılı verilerine göre Ankara’nın nüfusu 5.445.026 kişiye ulaşmıştır. 1.908.000 istihdama rağmen %11,4 oranındaki işsizlik dikkat çekmektedir. Ankara’da 1.389.833’ü otomobil olmak üzere toplam 1.905.510 motorlu taşıt bulunmaktadır. 19 üniversite ve 10 teknopark (Ekim 2019) bulunan Ankara’da üniversite mezunlarının oranı %21,4 olup bu oran Türkiye ortalamasının (%14,06) üstündedir.
Verilerden de görüleceği üzere Ankara’da sanayi üretiminin verim ve niteliğinin artması için gereken her türlü altyapı bulunmaktadır. Üniversiteleri, teknoparkları, eğitimli ve nitelikli işgücü, ulaşım olanakları; kamu kesimi, üniversitelerindeki akademisyenler ve özel sektörün işbirliği içinde projeler geliştirdiği STK’ları ile kalkınmaya ve üretime verilen güçlü ve gönüllü destekler Ankara’nın yerinin daha yukarılarda olması için önemlidir; yeterlidir. Yeter ki KOBİ’lerimiz kendilerini küçümsemesinler, bu kadar yakınlarında olan teknolojik gelişmelerden ve olanaklardan en üst düzeyde yararlanmak konusunda güçlü bir irade göstersinler. Kendilerini “Bilişimsizlik Maliyeti” adını verdiğimiz çıkmazdan kurtarıp sayısal (dijital) dönüşüm ile verimli üretime, dördüncü sanayi devrimine doğru adımlar atsınlar. Unutmayalım ki, “Teknoloji Büyümenin Kaldıracıdır”.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’e bu kadar yakın olup O’na verdiğimiz çağdaş ülkeler seviyesine çıkma sözümüzü tutmak için her şeyimiz varken; un varken, şeker varken helva yapmak nedir ki? Ankara sanayi şehri olarak da bulunduğunun ötesindeki yeri hızla yakalayacak, ülkemizin diğer şehirlerine örnek olabilecek kapasite ve güce sahiptir. Yeter ki sanayicimiz çözümü uzaklarda değil, hemen yakınında arasın…
İ. İlker Tabak
TBK Bilişim Sistemleri AŞ
Yönetim Kurulu Başkanı
ilkertabak@tbk.com.tr
www.TBK.com.tr
2 Aralık 2019, Ankara
İnternet üzerinden kripto madenciliğin çevreye etkisi: Yılda 800 tona varan CO2
Kaspersky tarafından, internet üzerinden kripto madenciliğin çevreye etkisi üzerine yapılan araştırmaya göre, kullanıcıların tarayıcısında çalışan ve kripto para üreten madenci uygulamalar 2018 yılında 18,8 gigawatt elektrik harcadı. Bu miktar, bir yıl içinde Polonya kadar elektrik harcandığı anlamına geliyor. İnternet üzerinden kripto madenciliğin çevreye etkisi ise yılda 800 ton CO2 emisyonu oldu.
İnternet üzerinden kripto madencilik veya tarayıcı tabanlı gizli madencilik, birçok kullanıcının farkında olmadan maruz kalabileceği bir tehdit. Bu tehdit ancak bir web sayfasının kaynak kodu incelendiğinde veya tarayıcı açıldığında belirli kaynakların aşırı kullanıldığı anlaşıldığında fark edilebiliyor. İnternet üzerinden kripto madencilik, kripto para üretmek için web sitelerinin ziyaretçilerinden yararlanılan bir yöntem. Web sitesi sahipleri, tarayıcı çalışırken kullanıcıların cihazlarındaki kapasiteyi kripto paraya dönüştürebiliyor. Bazı durumlarda web sayfaları, hiçbir reklam veya üyelik ücreti olmadan para kazanmak için bu yöntemi kullanmak istediklerini kullanıcılara belirtip onların onayını alıyor.
İnternet üzerinden kripto madencilik genellikle, bir miktar enerji harcanan ve büyük para kayıplarına yol açmayan masum bir faaliyet olarak kabul ediliyor. Bu iddianın doğru olup olmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar, internet üzerinden kripto madencilik faaliyetlerini engelleyen Kaspersky güvenlik çözümlerinden 2018 boyunca alınan raporları analiz etti. Araştırmada, bireysel kayıplar az olsa da global etkinin şaşırtıcı derecede ciddi olduğu sonucuna varıldı.
Yapılan hesaplara göre, internet üzerinden kripto madencilik faaliyetleri ile harcanan enerji miktarı, madenciliği başlatan kod engellenmediği takdirde 1670 megawatt saate ulaşabiliyor. Harcanan bu enerji miktarı, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) global ortalama düzeyine göre hesaplandığında yaklaşık 800 ton sera gazının (CO2) 2018’de atmosfere yayıldığı anlamına geliyor.
Bu kadar fazla enerji için ödenmesi gereken ücretler ülkeye bağlı olarak yüz bin dolardan beş yüz bin dolara kadar değişebiliyor. Bu madencilik yönteminde harcanan enerjiyi karşılamak için, ünlü kaza öncesinde Çernobil nükleer santralinin ürettiğinden üç kat daha fazla enerji gerekiyor.
Kaspersky Güvenlik Araştırmacısı Alexey Malanov, “İnternet üzerinden kripto madencilik uygulamalarının etkisini azaltmak için çok sayıda hukuki ve teknik girişim yapılıyor. Bunun sonucunda da 2019’da bu tür faaliyetlerde önemli bir azalma kaydedildi. Ancak, kripto madenciliğin ekonomik getirileri oldukça hiçbir şeyden haberi olmayan kullanıcıların işlemcilerinden yararlanma teşebbüsleri de devam edecek. Belki de daha önemlisi, sık rastlanmayan bu siber tehdidin çevreye çok olumsuz etkilerinin olması. Bu tür operasyonların engellenmesi yalnızca bir siber güvenlik sorunu değil aynı zamanda dolaylı yoldan çevreyi koruyan bir hareket. Bu sonuçların beklenmedik oldukları kesin fakat internet üzerinden kripto madenciliğin ne kadar ciddi olduğunu değerlendirirken bunları hatırlamakta fayda var. Bu yüzden herkese, madencilik yapan web sayfalarını araştıran ve durduran bir güvenlik çözümü kullanmalarını tavsiye ediyoruz.” dedi.
Kaspersky, şahsi cihazlarınızın madencilikte kullanılmasını önleyebilmeniz için şunları tavsiye ediyor:
- Bilgisayarınızın performansına dikkat edin. Bilgisayarınız yavaşlıyor veya donuyorsa bu zararlı bir aktivitenin belirtisi olabilir.
- Sisteminizin çok ısınıp ısınmadığını kontrol edin. Bu da işlemcinizin madencilik için kullandığını gösteriyor olabilir.
- İnternet üzerinden kripto madencilik yapan sitelere karşı koruma sağlayan Kaspersky Security Cloud gibi güvenilir bir güvenlik çözümü kullanmaya başlayın.
- Şirketler ise kurumsal bir siber güvenlik ürününden yararlanabilir. Örneğin, Kaspersky Endpoint Security for Business çözümünde çalışanların zararlı unsurlar içeren sayfaları ziyaret etmesini önleyen tehdit koruma özelliği bulunuyor.
Raporun tamamını Securelist.com adresinde okuyabilirsiniz.
Kaspersky Hakkında
Kaspersky, 1997 yılında kurulan dünya çapında bir siber güvenlik şirketidir. Kaspersky’nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünya genelindeki işletmeleri, önemli altyapıları, devletleri ve tüketicileri korumak için güvenlik çözümlerini ve hizmetlerini sürekli olarak dönüştürüyor. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyü, sofistike ve gelişen dijital tehditlerle savaşmak için önde gelen uç nokta korumasını ve bir dizi özel güvenlik çözümünü ve hizmetini içeriyor. 400 milyondan fazla kullanıcı Kaspersky teknolojileri tarafından korunuyor ve 270.000 kurumsal müşterinin kendileri en önemli varlıklarını korumasına yardımcı oluyoruz. Daha fazla bilgi için www.kaspersky.com.tr adresini ziyaret edin.
Veri Ekonomisi, Tüm Dünyada Yıllık 250 ila 450 Milyar Dolarlık Bir Pazar Yaratıyor
Dünyada yaşanan dijital devrimin etkisiyle tüm dünyada yıllık 250 ila 450 milyar dolar arasında bir gelir elde edilen veri ekonomisiyle karşı karşıyayız. Önümüzdeki 10-20 yıl boyunca, veri temelli bu büyümenin perçinleneceği ve sadece veri üzerinden diğer bütün hizmetlerin verileceği öngörülüyor. Haliyle ülkeler de gerek devlet gerekse özel sektör nezdinde veriden elde edilebilecek en üst seviyede faydaya odaklanıyor. Türkiye’nin bu pazardan pay alabilmesi içinse yerli veri merkezlerinin desteklenmesi ve korunması gerekiyor. Son dönemde yaşanan gelişmeler veri merkezleri alanında umutları yeşertiyor.
Temmuz ayında Resmi Gazete’de yayımlanan Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleriyle İlgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde bilginin dijital ortamlara taşınması, bilgiye erişimin kolaylaşması, altyapıların dijital hale gelmesi ve bilgi yönetim sistemlerinin yaygın olarak kullanılması gibi konuların ciddi güvenlik risklerini beraberinde getirdiğinin altı çiziliyor. Genelgenin 7 maddesinde doğrudan veya dolaylı olarak veri merkezlerine atıf yapılıyor ve bilgi güvenliği açısından yerli veri merkezlerinin önemi ortaya konuyor. Genelge veri güvenliği konusunda karşılaşılan güvenlik risklerinin azaltılması ve etkisiz kılınması noktasında büyük bir önem taşıyor. Özellikle gizliliği, bütünlüğü veya erişilebilirliği bozulduğunda milli güvenliği tehdit edebilecek veya kamu düzeninin bozulmasına yol açabilecek kritik türdeki verilerin güvenliğinin sağlanması amacıyla yayımlanan genelgede veri merkezleri hususunda aşağıdaki tedbirlerin alınması uygun görülüyor.
- Nüfus, sağlık ve iletişim kayıt bilgileri ile genetik ve biyometrik veriler gibi kritik bilgi ve veriler yurtiçinde güvenli bir şekilde depolanacaktır.
- Kamu kurum ve kuruluşlarında yer alan kritik veriler, internete kapalı ve fiziksel güvenliği sağlanmış bir ortamda bulunan güvenli bir ağda tutulacak, bu ağda kullanılacak cihazlara erişim kontrollü olarak sağlanacak ve log kayıtları değiştirilmeye karşı önlem alınarak saklanacaktır.
- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait veriler, kurumların kendi özel sistemleri veya kurum kontrolündeki yerli hizmet sağlayıcılar hariç bulut depolama hizmetlerinde saklanmayacaktır.
- Sosyal medya ve haberleşme uygulamalarına ait yerli uygulamaların kullanımı tercih edilecektir.
- Kamu kurum ve kuruluşlarınca temin edilecek yazılım veya donanımların kullanım amacına uygun olmayan bir özellik ve arka kapı (kullanıcıların bilgisi/izni olmaksızın sistemlere erişim imkânı sağlayan güvenlik zafiyeti) açıklığı içermediğine dair üretici ve/veya tedarikçilerden imkânlar ölçüsünde taahhütname alınacaktır.
- Kamu e-posta sistemlerinin ayarlan güvenli olacak biçimde yapılandırılacak, e-posta sunucuları, ülkemizde ve kurumun kontrolünde bulundurulacak ve sunucular arasındaki iletişimin şifreli olarak yapılması sağlanacaktır.
- Haberleşme hizmeti sağlamak üzere yetkilendirilmiş işletmeciler Türkiye’de internet değişim noktası kurmakla yükümlüdür. Yurtiçinde değiştirilmesi gereken yurtiçi iletişim trafiğinin yurtdışına çıkarılmamasına yönelik tedbirler alınacaktır.
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, Resmi Gazete’de yayımlanan bu genelgeyi ülkemizin veri güvenliği çerçevesinde oldukça önemli bulduklarını ve mutlulukla karşıladıklarını dile getiriyor. Bu çerçevede yerli veri merkezlerine yönelik koruyucu ve destekleyici tedbirlerin de bir an önce ele alınması gerektiğini vurgulayan Arıak konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulunuyor: “TELKODER olarak Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalması gerektiğini her fırsatta dile getiriyor ve bu çerçevede gerek özel sektör gerekse kamu tarafında çalışmalar yapılması için adımlar atıyoruz. Yayımlanan bu genelge bizim de sürekli vurguladığımız yurt dışında bulunan veri merkezlerinde yer alan verilerimizin güvende olmadığı gerçeğinin devlet nezdinde ele alındığını ve gerekli çalışmaların yapılacağını gösteriyor. Bu noktada yerli veri merkezi işletmecilerinin desteklenmesi ülkemiz için büyük bir önem taşımaktadır. Bireyler, özel şirketler ve kamu kurum/kuruluşları kritik verilerini; ülkemiz topraklarında bulunan veri merkezlerinde ve bulut hizmetleri sunan işletmeciler üzerinde daha güvenli barındırıyor, saklıyor ve daha hızlı erişim sağlayabiliyorlar.
TELKODER’’ göre Türkiye’de veri merkezlerinin desteklenmesi noktasında atılması gereken adımlar şöyle:
- Cazibe Merkezleri Programı kapsamında veri merkezlerine yönelik destek ve teşviklerin kullanılabilmesi için bölge (23 il sınırı) ve beyaz alan sınırı (5000 m2) kaldırılmalı, ülke geneline yaygınlaştırılmalıdır.
- Veri merkezi işletmecilerine özel elektrik tarifesi hazırlanmalıdır. Bu tarife en fazla sanayi elektriği tarifesinin yarısı kadar olmalıdır.
- 5 yıl süre ile veri merkezi personelinin gelir vergisinden %100 muafiyeti sağlanmalıdır.
- Sıfır maliyetli fiziksel şartlara sahip %100 uyumlu bina/kampüs imkânı sağlanmalıdır.
- Türkiye dışına satacağı servislerin gelirlerinde %100 vergi muafiyeti sağlanmalıdır.
- Türkiye içerisine satacağı servislerde %50 oranında vergi muafiyeti sağlanmalıdır.
- Anlaşmalı üniversiteler ve kurumlardan gerekli teknik personelin yetiştirilmesi şartı ile bu personelin maaşlarında %50 oranında devlet desteği sağlanmalıdır.
- Veri Merkezlerimizin, dünya standartlarında hizmetler verilebilmesi, yaşamakta oldukları ve onlar ile doğrudan ilişkilendirilemeyecek hukuka aykırılıkların önlenebilmesi için “Veri Merkezi İşletmecisi” tanımı en kısa sürede Kanunlarda yerini almalıdır.
- Tüm Erişim Sağlayıcıların katılımının zorunlu olacağı birden fazla İnternet Değişim Noktasının kurulması biran önce gerçekleştirilmelidir.
- Türkiye’nin sahip olduğu fiber altyapının artması gerekmektedir. Ülkemizde veri merkezlerine fiber hizmet sunan işletmeci sayısı en fazla 3-4’le sınırlı kalmaktadır. Bu rakam Avrupa’da yaklaşık 35, komşumuz Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da ise yaklaşık 50’dir.
- Veri merkezlerinin bağlantı hızları yükselmeli, fiyatları düşürülmelidir. Fiber erişim sağlayıcıların Veri Merkezlerine özel indirimli tarife oluşturmaları zorunlu tutulmalıdır.
GlassHouse iş dünyasının verisini Türkiye’den yönetiyor
GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık: “Veri kaybetmek para kaybetmekle aynı şey”
GlassHouse iş dünyasının verisini Türkiye’den yönetiyor
2004 tarihinden bu yana Türkiye’nin öncü şirketlerinin BT altyapı ihtiyaçlarını karşılayan GlassHouse, teknoloji ve iş dünyasını “GlassHouse Cloud Dijital Dönüşüm Zirvesi”nde bir araya getirdi. 25 Eylül Çarşamba günü İstanbul Feriye’de gerçekleştirilen farklı sektörlerden profesyonellerin katıldığı etkinlikte, günümüz iş dünyasının olmazsa olmazı BT teknolojileri, Bulut Bilişimi ve veri güvenliği konuları masaya yatırıldı. GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık, veri yedekleme ve iş sürekliliği tecrübesi, SAP servis bilgisi ve bulut operasyon modeli gibi yetkinlikleri tek bir çatı altında birleştiren tek Türk şirketi olarak, Türkiye’deki kurum ve işletmelerin rekabette fark yaratmalarına katkı sağladıklarını söyledi.
2004 senesinden beri Türkiye’nin en önemli kuruluşlarının dijitalleşme yolculuğuna hizmet, ürün ve çözümleriyle katkı sağlayan GlassHouse, dijital dönüşümün bugününü ve yarınını “GlassHouse Cloud Dijital Dönüşüm Zirvesi”nde masaya yatırdı. 25 Eylül Çarşamba günü İstanbul Feriye’de düzenlenen etkinlik, Türkiye’nin öncü şirketlerinin BT yöneticilerini ve iş dünyasından profesyonelleri bir araya getirdi. Açılış konuşmasını GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık’ın yaptığı zirvede, SAP’nin Türkiye’deki en büyük servis iş ortaklarından olan GlassHouse’un SAP hizmetleri ve Cloud ürün ve çözümleri tanıtıldı. Etkinlikte ünlü dağcı Nasuh Mahruki de “Kendi Everest’inize Tırmanın” başlıklı bir sunum yaparak, felaketlere karşı nasıl hazırlıklı ve tedbirli olunabileceğine dair kendi deneyimlerinden kesitler anlattı.
“Veri kaybetmek para kaybetmekle aynı şey”
GlassHouse Cloud Dijital Dönüşüm Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık, “Dijitalleşen dünyada veri kaybetmekle para kaybetmek aynı şey. Dolayısıyla lider şirket olabilmenin yolu dijitalleşmeden geçiyor. Şirketlerin hızlı bir şekilde dijitalleşmesi gerekiyor ve dijitalleşmeyen şirketler yok olmaya mahkum olacaklar.” dedi. Bağrıaçık sözlerine, “Şirketlerin rakiplerinden farklılaşması için iş süreçlerinde özgünlüğe odaklanması gerekiyor bunun sonucunda şirketlerin BT yöneticilerinin dijitalleşmeye yatırım yapması gerekiyor. Orta ve uzun vadede baktığımızda Türkiye’nin ilk 10 ekonomi arasına girebileceğini düşünüyorum. Ekonomik büyümenin ön şartı dijitalleşmeden geçiyor.” şeklinde devam etti.
“BT birimlerinin özellikle Buluta geçiş sürecinde uzman desteğine ihtiyacı var”
Araştırmalara göre, 2020 itibariyle işletme ve kurumların iş yükünün yüzde 92’si bulut veri merkezleri tarafından karşılanacak; sadece yüzde 8’i geleneksel veri merkezleri tarafından işlenecek. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de BT yöneticileri yeni nesil teknolojileri kullanarak iş birimlerinin isteklerine daha hızlı ve daha az maliyetli bir şekilde cevap vermeye başlıyor. Bulut bilişim için dünya çapında yapılan yatırımların 3 yılda neredeyse iki katına çıktığını söyleyen GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık, “Bulut bilişimle birlikte işletmeler artık büyük donanım maliyetlerine katlanmak zorunda değil, büyük BT yatırımları yapmalarına da gerek kalmadı. Bugün itibariyle dünyadaki tüm şirketlerin yüzde 90’ından fazlası zaten bulut bilişim kullanıyor. Yapılan araştırmalar BT yöneticilerinin bazı bilişim altyapılarını kendi kurumlarının ortamlarında barındırmayı tercih ettiğini ve bazı BT altyapılarını buluttan kaynak olarak tüketmeyi tercih ettiklerini gösteriyor. SAP HANA geçişleri, BT altyapılarının buluta geçişini hem dünyada hem de ülkemizde hızlandıracaktır.” dedi. GlassHouse’un sektördeki uzmanlığı ve 45 kişiden oluşan uzman mühendis ekibi ile gerek kurum içerisinde gerekse Bulut ortamında destek verdiğini söyleyen Bağrıaçık, özellikle üretim yapan kurumlarda ihtiyaç duyulan birden fazla bulut çözümü ihtiyacı için de hibrit bulut yetkinliği ve tecrübesi ile çözüm üretebilecek tek çözüm sağlayıcı konumunda olduğunu kaydetti.
“Türkiye’nin dijital dönüşümüne katkımızı sürdüreceğiz!”
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital dönüşüme pazar lideri olarak katkı sağlamaya hazır olduklarını söyleyen Bağrıaçık, “Genişleyen ve yeniden yapılanan kadromuzla BT dönüşümü konusunda ülkemizin ilk 500 şirketine hizmet sunarak 2019 yılında personel sayımızı iki katına çıkarmayı hedefliyoruz. Veri yedekleme ve iş sürekliliği alanında Türkiye’nin sektör lideri olarak, Bulut bizim için bir operasyon modeli ve iş yapış şeklidir. Bizim modelimizde GlassHouse Cloud hem Türkiye’de kendi kurduğumuz Tier 4-ready bulut ortamını hem de Microsoft Azure gibi ortaklarımız tarafından sağlanan ortamları kapsıyor. Kurulduğu 2004 tarihinden beri Türkiye’nin en değerli markalarının BT altyapı ihtiyaçlarını karşılayan GlassHouse, müşterilerinin bulut teknolojilerine geçişinde de BT birimlerine destek olmaya hazırdır. Bu amaçla ilerleyen süreçte bulut teknolojilerine yatırım yapmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda sunduğumuz hizmetleri yurtdışına taşımak da önümüzdeki dönem hedeflerimiz arasında.” diye konuştu.
“Başarı; tutku ve inancın birleşimiyle doğar”
Zirvede konuşma yapan ünlü dağcı, fotoğrafçı ve yazar Nasuh Mahruki, “Herkesin tırmanacağı bir Everest’i vardır. Herkes kendine meydan okumalı ve kendiyle yarışmalıdır” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Başarı ve mutluluk zihnin haritasıdır. Başarıya ulaşmak için mutlaka bir hedef belirlenmelidir çünkü hedefler motivasyon için temel oluşturur. Zamanı ve kaynakları kullanmak başarının sırrıdır ama bu tek başına yeterli değildir. Hayatın içinde kendimizi aramak ve potansiyelimizi bilmek esas başarıyı getirir.” şeklinde konuştu.
Sektörün önde gelen isimlerinin sunumlarını yaptığı zirve, katılımcıların yoğun ilgisi ile akşama kadar devam etti.
GlassHouse Hakkında:
GlassHouse kurumsal yapısı, geniş kadrosu ve güçlü mali yapısı ile 2004 senesinden beri Türkiye’nin en önemli kuruluşlarının dijitalleşme yolculuğuna destek vermektedir. Dell EMC’nin en yüksek seviye iş ortağı olarak Dell EMC adına veri depolama ve sunucu ürünlerine üretici garantisi verir. VMware iş ortağı olarak müşteri ortamını sanallaştırır, SAP ortağı olarak da sanal ortamlarda SAP alt yapısını hazırlar. GlassHouse, Dell EMC Cloud Service Provider olarak müşterilerine Infrastructure-aaS, Backup-aaS, Disaster Recovery-aaS, Monitoring-aaS ve SAP Hana-aaS çözümlerini sunar. GlassHouse modelinde GlassHouse Cloud hem Türkiye’de kendi kurduğumuz Tier 4-ready bulut ortamını hem de Microsoft Azure gibi ortaklarımız tarafından sağlanan ortamları kapsar. GlassHouse’un iş modelinde, bulut bir yer değil, bir operasyon modeli ve iş yapış şeklidir. Bu operasyon modelini desteklemek için gerektiğinde GlassHouse, müşterilerine yerinde hizmet verecek insan kaynağı tedarik eder ve yönetilen hizmetleriyle istenen görevleri müşteri adına yerine getirir.
YAPAY ZEKAYI DÖRT KAMERAYLA BULUŞTURAN HONOR 20 TÜRKİYE’DE!
YAPAY ZEKAYI DÖRT KAMERAYLA BULUŞTURAN
HONOR 20 TÜRKİYE’DE!
Yapay zeka destekli 48 MP dört kamera ve Dinamik Holografik tasarımıyla ilklere öncülük eden HONOR 20, İstanbul temalı özel tasarım kutusu ve hediyeleriyle 4799 TL fiyatıyla Türkiye’deki tüketicilerlebuluşuyor.
Teknolojiyi gençlerin ihtiyaçlarına adapte etmek için HUAWEI Technologies çatısı altında kesintisiz Ar-Ge çalışmalarıyla değer yaratan HONOR cihaz ailesinin en yeni üyesi olan HONOR 20 akıllı telefonu Türkiye’de piyasaya sürüyor. Dünyada ilk kez Dinamik Holografik tasarım kullanan, yapay zeka destekli 48 MP dört kamera teknolojisiyle üstün fotoğraf özellikleri sunan HONOR 20, İstanbul temasıyla tasarlanan özel kutusu ve hediyeleriyle Vatan Bilgisayar mağazalarında 4799 TL fiyatla Türkiye’deki teknoloji tutkunlarıyla buluşacak.
HONOR’da yapılan her işte ‘Her Zaman Daha İyisi’ görüşünü benimsediklerini kaydeden HONOR Türkiye Başkanı Kevin Kong, “Yapay zeka destekli 48 MP dört kamera teknolojisi, şık ve ergonomik tasarımı ve benzerlerine göre pek çok üstünlükle pazara sunduğumuz HONOR 20’nin dünyada gördüğü büyük ilginin Türkiye’de de tekrarlanacağına inanıyorum. Tüm bu iyi özellikleri bir arada sunmanın elbette bir bedeli var. Biz fiyatı her şeye rağmen alt seviyede tutarak, satın alınabilir bir model piyasaya sürmeye odaklandık. Kullanıcı deneyimi noktasında 8-10 bin liralık rakiplerini aratmayan bir telefon almak isteyenlere, HONOR 20 ile son derece makul bir alternatif sunduğumuza inanıyoruz” dedi.
Nisan ayından bu yana İstanbul’da yaşadığını ve kentin tarihi ve turistik güzelliklerini yaşamaya doyamadığını belirten Kong, “İnanıyorum ki telefon kullanıcıları, bu harika şehrin sunduğu tüm zenginlikleri ve muhteşem güzellikleri fotoğraflarına yansıtmak için, HONOR 20’nin üstün özelliklerinden yararlanacaklar. Bu kadar harika bir şehirdeyken biz de telefon meraklıları için İstanbul dokulu bir kampanya yapmak istedik. HONOR 20 satın alan kullanıcılar cihazlarını özel tasarım İstanbul temalı Special Edition kutusuyla teslim alacaklar. Kutu içerisinde HONOR AM61 Bluetooth kulaklık, ikinci özel bir kılıf ve İstanbul’da fotoğraf çekilecek en özel mekanları içeren bir de broşür yer alacak” diye konuştu.
Yapay Zeka Destekli 48 MP Dört Kamera ile Profesyonel Çekimler
Amiral gemisi dört kamera sisteminin kalbinde, gelişmiş yapay zeka destekli Ultra Netlik ve Süper Gece moduna sahip olan Sony IMX586 48 MP ana kamera yer alıyor. Kullanıcıya her an en net görüntüyü yakalama olanağı sunan bu kameraya 16 MP süper geniş açılı kamera, sahip 2 MP makro kamera eşlik ediyor.
HONOR 20 Serisi, gelişmiş bir algoritma kullanan yapay zeka destekli Süper Gece moduyla parlaklığı artırıp, görüntüdeki kumlanmayı en aza indiriyor ve renkleri daha iyi koruyarak gece çekimlerinde ultra netlik sağlıyor. Yapay zeka destekli 48 MP Dört Kamera ise Ultra Netlik moduyla gündüz çekimlerinde profesyonel seviyede netlik sağlıyor.
Aynı anda yapılan birden fazla çekimdeki en iyi detaylar, 7 nm Kirin 980 AI işlemcinin sahip olduğu teknolojiler sayesinde tek bir “Süper 48 MP Fotoğraf” haline getiriliyor. Fotoğrafa ekstra canlılık katan detaylar ve renkler sayesinde bu fotoğraf, standart 48 MP’den çok daha kaliteli görünüyor. HONOR 20 Serisinde bulunan 16 MP süper geniş açılı kamera ile kullanıcılar 117 dereceye kadar görüntüleme açısıyla çekim yapıyor. Optik görüntü sabitleyici (OIS) teknolojisi, çekilen görüntünün hareketliliğini henüz dijital bir formata taşınmadan önce azaltarak titrek pozları bile daha keskin hale getiriyor.
Çıplak gözle görmenin mümkün olmadığı yepyeni perspektifler meydana getirerek yaratıcılığın sınırlarını zorlayan 2 MP makro lens ise 4 cm mesafeye kadar yaklaşarak muazzam detaylar yakalıyor.
Baş Döndüren Dinamik Holografik Tasarım
HONOR 20 Serisi, çok boyutlu Dinamik Holografik tasarımı HONOR tarihinde kullanan ilk ürün grubu olarak kullanıcı deneyimini yeniden tanımlıyor. Bu tasarım, HONOR’un sektörde öncülük ettiği Triple 3D Mesh tekniğiyle, büyük bir titizlikle işleniyor. İki aşamalı üretim sürecinde ilk olarak nano teknoloji kullanılıyor ve içine milyonlarca minyatür prizmanın işlendiği bir derinlik katmanı oluşturuluyor. İkinci aşamada ise mühendisler, 3 boyutlu eğimli camı, renk katmanını ve derinlik katmanını birleştiriyor. Derinlik katmanındaki prizmalardan geçen ışık tüm yönlere yansıyor.
Her Açıdan Kusursuz Kullanıcı Deneyimi
HONOR’un “Her Zaman Daha İyisi” felsefesi, markanın Dinamik Holografik tasarımı doku ve rengin ötesine taşıyor. HONOR 20 Serisi 6,26 inç tam ekranıyla %91,7 ekran gövde oranı sunuyor. Ön kameranın doğrudan ekran içine yerleştirilmesi ise estetikten ödün vermeyen yepyeni bir görsel deneyime kapı açıyor.
Alüminyum çerçevenin sağ kenarında konumlanan parmak izi sensörü, telefonun doğal tutuşuna uyum sağlıyor. Dört kamera lensinin L şeklindeki asimetrik dizilimi ise, tüm gün kesintisiz kullanım sağlayan 3.750 mAh kapasiteli bir bataryaya yer açıyor. HONOR 20 Serisi için kullanılan Graphene soğutma levhası ile ısı daha verimli şekilde dağıtılıyor ve her an en iyi performans elde ediliyor.
GPU Turbo 3.0 teknolojisiyle kullanıcılara daha gelişmiş bir görsel ve dokunsal deneyim sunarak akıllı telefonun oyun performansını artıran HONOR 20 Serisi, oyuncular arasında en popüler yapımlardan Mobile Legends, Fortnite, PUBG Mobile ve Arena of Valor gibi toplamda 25 oyunla iş birliği yapıyor.
HONOR 20 Serisi’nin Türkiye’de tüketiciyle buluşan ilk modeli HONOR 20, 4799 TL fiyatıyla Vatan Bilgisayar’da yerini alıyor.
HONOR Hakkında
Bir akıllı telefon markası olan Honor, HUAWEI Grup’un ikili marka stratejisinin bir parçasını oluşturur. HONOR, HUAWEI’in teknolojik yeniliklerinden, kalite kontrolünden ve üretim sistemlerinden yararlanır. 2013 yılında Çin’de kuruldu. 4 yıl içinde 74 ülkede 80 milyondan fazla hayrana ulaşan Honor, dijital vatandaşlara internet için optimize edilmiş ürünlerle en yeni teknolojiyi, yenilikçi işlevleri ve üstün kullanıcı deneyimini sunmak için aralıksız çalışıyor. Gençlerin hayallerini gerçekleştirebilmeleri için yaratıcılıklarını beslemek ve onları harekete geçirmeyi hedefliyor. En yeni teknolojiler ve yenilikleri müşterilerine sunabilmek için, “HONOR MY WORLD” sloganında olduğu gibi farklı bir çizgi izleyerek cesaretini ortaya koyuyor.
Honor hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, Honor web sitesini http://www.hihonor.com/tr/ adresinde ziyaret edebilirsiniz ya da sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.
https://www.facebook.com/HonorTurkiye
https://www.instagram.com/honorturkiye/
https://twitter.com/Honorglobal
https://www.youtube.com/honorglobal
Endüstriyel IoT’yi Üretim Alanına Taşıyacak
Yapay zekâ özellikli endüstriyel analitik çözümleri üretim 4.0 için makine, üretim ve kalite sonuçlarını optimize ediyor
Hitachi Ltd’nin bir iştiraki olan Hitachi Vantara bugün veri odaklı içgüdülerden dönüşüm yaratacak sonuçlar elde ederek imalat endüstrisini güçlendirecek olan Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IIoT) çözümleri paketi Lumada Manufacturing Insights’ın lansmanını gerçekleştirdi. Yapay Zekâ (AI) ve Makine Öğrenimi (ML) tekniklerini kullanan Lumada Manufacturing Insights Üretim 4.0 için gerekli olan dijital inovasyon altyapısını güçlendiren makine, üretim ve kalite sonuçlarını optimize edecek şekilde tasarlandı.
Hitachi Vantara’nın Ürün ve Strateji Sorumlusu Brad Surak “Veri ve analitik, üretim operasyonlarını modernize etme ve dönüştürme gücüne sahip. Ancak bugün çok fazla üretici için, eski altyapı ve bağlantısı kesilmiş yazılımlarla yürütülen süreçler inovasyonu yavaşlatıyor ve rekabet avantajını etkiliyor,” diyor. “Lumada Manufacturing Insights ile müşteriler çalışma süreleri, verimlilik ve kalite ile ilgili anında elde edecekleri kazanımları işletmek ve geleceğe yönelik dönüşümlerini başlatmak üzere halihazırda sahip oldukları sistem ve yazılımlarla uyumlu çalışan dijital inovasyon süreçleri için gerekli temeli oluşturabilecekler.”
Üretimde Dönüşümleri Hızlandırmak
Lumada Manufacturing Insights, iyileştirme çalışmaları için düzenli olarak öngörülebilir analitiğe dayalı veri bilimi uyguluyor. Lumada mevcut uygulamalarla entegre çalışır ve maliyetli üretim ekipmanlarının veya uygulamalarının sökülüp değiştirilmesine gerek kalmadan eyleme geçirilebilir iç görüler sunar. Lumada Manufacturing Insights, çeşitli dağıtım seçeneklerini destekler ve şirket içi veya bulutta çalışabilir.
Hitachi Vantara, Çözüm ve Hizmetler Baş Sorumlusu Bobby Soni “Hitachi Vantara ile müşterilerimiz, operasyonel teknoloji uzmanlığımızdan ve dijital yolculuklarını hızlandırmak için yaratıcı yaklaşımlarımızdan yararlanıyorlar. Kanıtlanmış yöntemlerimiz ve gelişmiş araçlarımızla, verimliliği geliştiren, teslimat hızını artıran ve nihayetinde daha iyi iş sonuçları sağlayan müşterilerimiz için uygun çözümler tasarlayabiliyoruz ” diyor.
Makine, üretim ve kalite analitiği sunan Lumada Manufacturing Insights, müşterilerine şu tavsiyelerde bulunuyor:
- Akıllı üretim olgunluk modeli üzerine kendi yaklaşımınızı inşa edin ve aralıksız süreç iyileştirme için dijital inovasyon altyapısını güçlendirin;
- Rekabet avantajı elde etmek amacıyla veri silolarını, mahsur kalan varlıkları ve video, LiDAR ve diğer gelişmiş sensörlerden gelen verileri entegre edin;
- İstenilen ölçekte kök-neden analizi için 4M (Makine, İnsan, Malzeme ve Yöntemler) korelasyonlarını kullanın;
- Gelişmiş AI ve ML tekniklerine dayanarak Genel Ekipman Etkinliğini (OEE) ve geliştirme önerilerini değerlendirin;
- Zamanlama verimliliğinizi değerlendirin ve değişen iş yükleri, üretim oranları ve iş emri biriken dönemler için optimize edin;
- Ürün kalitesini tahmini öngörülerle izleyin ve yönlendirin;
- Talep tahmin hassasiyetine, üretim planlarına ve üretime uyumu arttırın.
Erken Kullananlar İlk Faydaları Gördüler
Ericsson Inc Stratejik Endüstriyel Ortaklıklar ve Girişimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Angelica Moden, Ericsson ve Hitachi Vantara gerçekleştirdikleri iş birliği sayesinde Lumada Manufacturing Insights’ı test ederek yeni ürün lansmanlarında beklenen artışa yanıt verebilmek için dijital bir inovasyon temelini oluşturduğunu ifade etti. Moden ayrıca, “Hitachi Vantara ile kurduğumuz ortaklığımız aracılığıyla ortak müşterilerimize sunacağımız çözümün aynısını kullanarak güç kazanıyoruz ve 5G teknolojilerimize dayanarak Endüstriyel IoT kullanım şemalarımızı genişleteceğiz” dedi.
“Vizyoner bir üretici olarak odak noktamız dönüşümsel değişimi hızlandırmak, veri silolarını ortadan kaldırmak ve dijital inovasyon için Üretim 4.0’a doğru olan yolculuğumuzu hızlandıracak bir temel oluşturmaktı” diyen Logan Aliminium İşte Dönüşüm Lideri Vijay Kamineni sözlerine şöyle devam etti; “Kullanım şemalarımızı işletme dönüşümü öncelikleriyle uyumlu hale getirmek ve Lumada Manufacturing Insights ile başarıya ulaşmak için bir yol haritasına sahip olmak amacıyla IIoT atölye çalışmasını kullandık. Hitachi Vantara ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği, dönüşümümüzün her aşamasında iş hedeflerini tanımlamamızı, verimlilik, kalite, güvenlik ve sürdürülebilir üretimdeki kazanımları hızlandıracak net sonuçlar ortaya koymamızı sağlıyor. Hitachi Vantara uzun vadede bize yardımcı olacak benzersiz bir IT/OT avantajını da beraberinde getiriyor.
Precision Drilling Corporation’da CTO olan Shuja Goraya ise konu ile ilgili olarak şu yorumda bulundu; “Hitachi Vantara ile teçhizat başına saniyede 20.000’den fazla veri akışını işleyebilmek için endüstriyel analizler ve güçlü Lumada platformu ile zaman kazanıyoruz ve bu sayede doğru kişilere doğru zamanda harekete geçirilebilir bilgiler sağlıyor, optimal kararlar alınmasına yardımcı oluyoruz. Bu da operasyonel mükemmelliğimizi ve sonuç olarak rekabet avantajımızı ortaya koyuyor. İş sonuçlarının sunumu için video ve LiDAR’dan gelen bilgileri kullanarak Lumada Manufacturing Insights ile bütünleştiriyoruz.” Shuja sözlerine şunları da ekledi; “Gelişme fırsatlarını etkin bir şekilde belirleyerek, müşterilerimiz için teslimat sürelerini kısaltarak süreç optimizasyonunu mümkün kılıyoruz. Her şey daha iyi kararlar almak ve daha sonra bu öğrendiklerimizi tutarlı bir şekilde yürütebilmek için verilerin verimli kullanımı ile mümkün olabiliyor. Hitachi Vantara ile kurduğumuz stratejik ortaklığımızdan heyecan duyuyoruz.”
Hitachi Vantara hakkında
Hitachi Ltd.’nin bir iştiraki olan Hitachi Vantara, veri odaklı liderlere, akıllıca yapacakları inovasyonlar yoluyla iş faaliyetleri ve toplum için önemli sonuçlara ulaşabilmelerini sağlamak üzere, verilerinin sunduğu değeri bulup kullanmaları konusunda yardımcı oluyor. Müşteri deneyimlerini iyileştirmeleri, yeni gelir akışları geliştirmeleri ve giderlerini kısmaları yolunda şirketlere yardımcı olan veri yönetimi çözümleri sunmak üzere; teknolojiyi, fikri hakları ve endüstri bilgimizi bir araya getiriyoruz. Derin bilişim teknolojileri (BT), operasyonel teknolojiler (OT) ve alan uzmanlığını bir araya getirerek inovasyon avantajınızı üst seviyelere çıkaran tek şirket Hitachi Vantara’dır. Veriyi kullanarak anlamlı sonuçlar elde etmek üzere dünyanın dört bir yanından kuruluşlarla çalışıyoruz. Bizi www.HitachiVantara.com adresinde ziyaret edebilirsiniz.
HitachiVantaraTurkey hesabını Twitter’da takip edin: Twitter.com/Hitachi_Turkey
Daha fazla bilgi için:
Selin Oran
PIAR İletişim
Securitas Dijital Dönüşüm Yolunda İlerliyor
Güvenlikte bilgi lideri Securitas, teknoloji kullanıcısı şirketlerle teknoloji tedarikçilerini buluşturan TÜSİAD Sanayide Dijital Dönüşüm Programı’na (TÜSİAD SD2) katılarak, dijital dönüşüm yolunda yaptığı yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. TÜSİAD SD2 Programı kapsamında 10 Eylül Salı günü Sanayi-Teknoloji Entegrasyon Programı’nda (STEP) ön elemeyi geçen teknoloji tedarikçisi şirketler ile bir araya gelen Securitas, dijital çözüm ihtiyaçları için Arıkovanı Yazılımı firması ile eşleşerek, teknoloji odaklı projeler üzerinde çalışmalarını başlattı.
Securitas Teknoloji ve Ürün Geliştirme Müdürü Alper Seyhan “TÜSİAD SD2 programına katılmaktan ve birçok teknolojik ürün ve hizmet geliştiren firma ile tanışmaktan son derece memnunuz. Securitas olarak dijital dönüşüme yatırım yapmaya ve sektörümüzde fark yaratmaya devam ediyoruz. Bu uzun yolculuğumuz süresince bize eşlik edip, çözüm sunabilecek teknoloji tedarikçileri olduğunu görmek heyecan verici. Önümüzdeki dönemlerde eşleştiğimiz firma ile birlikte çalışıyor ve yeni projelerimizi başlatıyor olacağız” dedi.
Sanayide dijital dönüşüm temalı ilk kapsamlı program olma niteliğine sahip olan TÜSİAD SD2, Türkiye sanayisinde katma değeri yüksek üretimi ve küresel rekabet gücünün korunmasını mümkün kılacak teknolojik dönüşüm sağlamak ve sürdürülebilir kılmak için gerekli olan inovasyon ekosistemine katkı sağlamak amacıyla 2018 yılında hayata geçirilmiştir. Bu yıl ikincisi düzenlenen program sektörlerinde lider teknoloji kullanıcısı şirketlerle KOBİ ölçeğindeki teknoloji tedarikçilerini bir araya getiriyor. Birbirleriyle eşleşen şirketler beraber çalışarak ortak çözüm dosyaları hazırlıyorlar. Programda oluşacak başarı hikayeleri yıl sonunda yapılacak “Sanayide Dijital Dönüşüm Başarı Hikayeleri Töreni’nde kamuoyuyla paylaşılacak.
Telekomünikasyondan finansa, havacılıktan madenciliğe, enerji sektöründen endüstriyel tesislere kadar 21 segmente özel güvenlik çözümleri sunan Securitas Türkiye; 78 ilde, 11 Bölge Müdürlüğü’nde, 70 Şube Müdürlüğü ile, 2500 hizmet noktasında yaklaşık 20 bin çalışanı ile 1000’in üzerinde farklı projede hizmet vermektedir. Detaylı bilgi için https://www.securitas.com.tr/
Ayrıntılı Bilgi İçin
Reyhan Özdemir
Publica İletişim




